Andezit taşı ülkemizin hemen hemen her bölgesinde yaygın olarak kullanılmıştır. Andezit taşı; Tersiyer ve Kuvaterner dönelerindeki volkanizmaya bağlı olarak olmuş olan andezitlik bileşimdeki (tüf, tüf it ve lavlar) kor kayaçlardır. Bu kayaçlar günümüzde olduğu gibi yüzyıllar boyu tarihin hemen her döneminde, her medeniyetin taş ustalarının ilgisini çekmiş ve kale surları , agora anfi tiyatro ve odeon gibi yapılarda , İzmir Kadife Kale, Ankara kalesi, Bergama, Asos,...v.b. yapı taşı olarak kullanıldığı gibi özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerde ise köprü, kervansaray, kilise, camii, kümbet, şifa hane, medrese, türbe gibi yapılara da hem yapı taşı hem de süsleme taşı olarak yoğun bir şeklide kullanılarak günümüzde damgasını vurmuştur.
Bugün tıp camiası tarafından simge olarak seçilen “çift yılan’’ ve Eczacılık camiası tarafından simge olarak kullanılan “kupaya sarılmış yılan” figürleri Selçuklular tarafından orijinal olarak örneklerini ülkemizde görmekteyiz. Ancak yinede tarihte andezit taşnın en yoğun kullanıma Ankara’nın Gölbaşı mevkiinde rastlandığı için “ Ankara Taşı” olarak da anılmaya başlamıştır. Ankara’da daha çok yapın taşı ve bordür taşı olarak kullanılmıştır. 1992’li yılların başında Ankara’nın Gölbaşı mevkiinde açtığı Andezit Taşı işleme ve Uygulama tesisi ile sektöre hizmet vermesi sayesinde ‘Andezit Taşı’ ile ilgili yaklaşık 20 yıllık hafıza kaybının sona ermesini sağlamakta büyük bir katkısı olmuştur. Andezit taşına talep canlanmıştır. Son 10 yıl içinde kentin çevresini değiştiren Altın park, Dikmen Vadisi, Hacı Bayram Veli Camii, Vedat Dalokay Parkı, Harikalar Diyarı, Susuz Göleti gibi birçok eser çevre düzenleme projesinde kaplama ve döşeme taşı olarak andezit kullanılmıştır.
Dayanıklılığı, işletmeye, biçimlemeye uygun, mimari yapısı ile bir sektör halinde andezit taşı yuzyıllara meydan okumaktadır. GÜRTUR bu alanda tek olmayı hedeflemekte ve andezit taşının tum Dünyaya duyurulmasına öncülük etmek istemektedir...